DERNEĞİMİZ BANKA HESAP NUMARALARI
DERNEK YILLIK ÖDENTİSİ : 60TL
DERNEK HESABI :TC ZİRAAT BANKASI 64431512-5005 1402-Pozcu şubesi Mersin İBAN :TR97 0001 00140264 4315 1250 05 |
![]()
Misbah Eratilla
meratilla@hurbakis.net
O BİZE BİR ANNEYDİ
02/01/2020 Abdülhamit sabah uyandığında yorgun ve bitkindi. Koğuş arkadaşları üstünü başını giymiş kitaplarını almış sınıfa doğru gidiyorlardı. Abdülhamit ranzadaki yatağından zoraki doğruldu, terliklerini giydi ve havlusunu alıp lavaboya doğru gittiğinde sırtında yüz kiloluk bir yük varmış gibi zorlandı. Koridorda selamlaştığı hemen hemen herkes ona "Hasta mısın?" diye sordu. O da "Yok, biraz yorgunum" dediyse de kimse ona inanmamış herkes ona tuhaf tuhaf bakmıştı. Lavaboda karşılaştığı birkaç kişi daha "Neyin var?" diye sorunca Abdülhamit karşıdaki boy aynasına bakınca yüzünün sarıya boyanmış gibi sapsarı olduğunu gördü. Yüzünü daha iyi görmek için gözlerini ovuşturdu ve aynaya bir daha dikkatlice baktı. Yüzü korkulacak kadar sararmıştı. Kendi kendine "Hastalanmışım da haberim yokmuş." dedi. Halsizlik ve yorgunluktan koğuşa kadar ayağını sürüyerek gelebildi. Dolabını açtı, elbiselerini çıkardı ve üstünü başını giydi. Abdülhamit çok hastayım duygusu içinde revire gitti. Revirde doktor bulunmazdı bir hemşire ve bir sağlık memuru bulunurdu. O gün revirde hemşire vardı. Hemşire Abdülhamit’i görür görmez ayağa kalktı ve heyecanla “Ne olmuş sana böyle?” deyince Abdülhamit’in ağrıları ve halsizliği bir kat daha arttı. Hemşire “Yüzün gözün sararmış sarılık olmuşsun galiba” diyerek hemen devlet hastanesine gitmesini tembihledi. Daha sonra Abdülhamit’i alıp müdür yardımcısının odasına götürdü. Hemşire müdür yardımcısına “Hocam acil durum bu öğrenci çok hasta sarılık olmuş galiba hemen devlet hastanesine götürülmesi gerekir.” deyince müdür yardımcısı pikap şoförüne seslenerek “Arabayı hazırla!” sağlık memuruna da hazırladığı sevk kâğıdını verip ona “Bu öğrenciyi devlet hastanesine götür!” dedi. Abdülhamit’in sınıf ve koğuş arkadaşı Abdulkadir onu yalnız bırakmadı. Abdulkadir sağlık memuru ile pikaba bindi ve devlet hastanesine doğru yola çıktılar. Abdülhamit Öğretmen Lisesi ve ardından Eğitim Enstitüsü’nden mezun olur ve öğretmenlik mesleğine başlar. Memleketin çeşitli şehirlerinde öğretmen olarak görev yapar. Aradan uzun yıllar geçer. Tamı tamına 44 yıl geçer. Bir gün Abdülhamit Mersin Öğretmen Okulu sitesindeki haberlere göz atarken Nezahat öğretmeni ziyaret eden bir grup öğretmenle fotoğrafını görür. Birden ışınlanmış gibi o hasta olduğu günlere döner. Yüreği ona emreder ve kızgın bir şekilde “Sana annen gibi bakmıştı bugüne kadar onu niye sormadın!” diye mahkeme salonundaymış gibi kendini suçlu sandalyesine oturmuş gibi hissetti. Bir suçlu gibi içi içini yedi. Nezahat öğretmenin telefon numarasını arayıp buldu ve yıllar sonraya zaman tünelindeki bir seyyah gibi telefonun tuşuna bastı ve “alo” dedi. Karşı taraftan “buyurun” diye bir ses duydu. Ben Abdülhamit k….Öğretmen Lisesinden öğrenciniz dediğinde Nezahat öğretmen hiç tereddüt etmeden “Nasılsın iyi misin evladım?” diye sanki dün birbirlerinden ayrılmış gibi sıcak sözcüklerle onu sordu. Abdülhamit vefasızlığına kızdı ve bugüne kadar onu nasıl sormadım diye büyük bir mahcubiyet çukurunda depreştiğini hissetti. O anda Nezahat öğretmenle Abdülhamit eski günleri yeniden yaşanmış gibi konuştular. Nezahet öğretmen bir süredir hasta olduğunu ayakların tutmadığını kendisine bir hasta bakıcının baktığını söyledi. Abdülhamit o birkaç dakikalık sohbet sonrası kendini hiç bu kadar kötü hissetmemişti. Abdülhamit telefonu kapatmadan “Hocam en kısa zamanda ziyaretinize gelip elinizi öpeceğim.” dediğinde Nezahet öğretmen “Hayır evladım telefonla arayarak dünyaları bana vermiş kadar sevindirdin.” dedi ama vicdan ağrısı Abdülhamit’i bir türlü bırakmadı. Abdülhamit bir an önce huzur bulmak için Mersin’e gitmek için hazırlığa başladı. |
Yorumlar |
Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu yapmak için tıklayın |
Yazarın diğer yazıları |
BENİ KURTARMAYA ÇALIŞTI..! - 09/07/2017 |
Mutluluğunu benim mutluluğum için feda etmişti. |
BABANIN ÇOCUĞUNU HAYATA HAZIRLAMA HİKAYESİ - 20/06/2017 |
Duydukları karşısında şoka uğrayan babam, bakışlarıyla bendeki olağanüstü dönüşümü anlamaya çalışıyor gibiydi. |
Kahvenin Kırk Yıl Hatırı Bu Olsa Gerek! - 07/05/2017 |
Bence “Kahvenin kırk yıl hatırı vardı!” sözü benim için söylenmiş olmalı. |
MÜDÜRÜN SİGARASI - 26/04/2017 |
Okulun son günlerinde okul müdürünü her gördüğümde aramızda kimsenin anlamadığı bir samimiyet oluşmuştu. Müdür Beyle her karşılaşmamızda bana anlamlı gözlerle gülümsüyordu |
Korku ateş gibidir, bulaştığı yeri yakar! - 03/03/2017 |
Babamın evde olması beni çok mutlu ediyordu. |
KIRGIN VELİ - 19/01/2017 |
O günden sonra, o öğrenci örneğini gözlerimin önünde bir dikkat tablosu gibi tuttum. Kırdığım kalpten dolayı kendimi hiçbir zaman affetmedim |
FEDAKAR BABA - 26/12/2016 |
Babam ise görevini yapmanın huzuruyla başımı okşuyordu. |
ZOR TERCİH - 09/12/2016 |
“yeter ki, ağabeyim düzelsin yeğenime güzel bir gelecek hazırlasın bana yeter” |
Geçmişten güzel bir sada; Öğretmenlerimiz - 21/11/2016 |
Öğretmen, öğrencilerle geçirdiği dakikaları hayatın en zevkli eğlencesiyle bile değiştirilemeyeceğini zamanla anlıyor. |
![]() |