DERNEĞİMİZ BANKA HESAP NUMARALARI
DERNEK YILLIK ÖDENTİSİ : 60TL
DERNEK HESABI :TC ZİRAAT BANKASI 64431512-5005 1402-Pozcu şubesi Mersin İBAN :TR97 0001 00140264 4315 1250 05 |
Kendi tanımımla öğretmen, öğreten ve eğitendir. Öğretimin bilimsel, eğitimin ise milli olması esastır. Öğretmenin ise ‘'Fikri hür, vicdanı hür, irfanı hür'' olması, vatanını ve ulusunu sevmesi, çocuğu sevmesi, insanı sevmesi, olmazsa olmazıdır. İçinde yaşadığı toplumdan kopuk olmayan, birleştirici ve kaynaştırıcı, öncü ve örnek olmak gibi nitelikleri de olmalıdır. Ülkesini çağdaş uygarlık düzeyinin üstüne çıkarmayı hedefleyen çalışkan, özveri sahibi bireylerdir öğretmenler. Çalışmalarında da bu özelliklerde bireyler yetiştirmeyi hedeflerler.
Ancak değişik dönemlerde öğretmenlerden beklentiler farklılıklar göstermiş, bu beklentilere göre yetiştirilen Öğretmenlerin nitelikleri de farklı farklı olmuştur. Zamana ve öğretmenlerden beklentilere göre uygun yetiştirme yöntemleri, okullar ve öğretim programları geliştirilmiş, öğretmenlerin bu paralelde yetiştirilmesine çalışılmıştır. Bu yüzden öğretmenliği tek bir tanımla belirlemek doğru olmaz kanısındayım.
Cumhuriyetin kuruluşundan sonraki dönemde öğretmenden öncelikle beklenen okur-yazar sayımızı artırmak, gerekli memur ve bürokrat gereksinimlerinin karşılanmasına yönelik olmuş, Türk Abecesinin kabulü ile bu çalışmalar desteklenmiştir.
Ancak 1940'lı yıllarda açılan Köy Enstitüleri o zamanki toplumun yapısına uygun olarak, hem okur-yazar oranını artırmak, hem kalkınmayı köyden başlatacak hamleleri yapmak amacına yönelmiştir. Bu iş için çok donanımlı, iletişim ve kültürel açıdan köylümüzün yapısına uygun öğretmenleri yetiştirmeyi amaçlamış, başarılı da olmuştur. Tabii ağalık ve aşiret düzenine karşı çıkan, el-etek öpmeyen, bilime önem veren, sorgulayan bu öğretmenlerin kendi egemenliklerini kıracağını düşünen siyasi feodal ağalar, bu okulları kapatmakta gecikmemişlerdir.
1950'li yıllarda sadece öğretmen yetiştirmeyi amaçlayan ‘'Ben öğretmen olacağım'' diyen öğrencilerin oluşturduğu İlköğretmen Okulları bir nebze olsun köy enstitülerinin yerini doldurabilmişlerdir.
1970'li yıllarda ise Öğretmen Okulları önce öğretmen liseleri olarak çok amaçlı okullar, sonra da öğrenci alımları siyasi iktidarların takdirleri ile yapılan Eğitim Enstitüleri haline dönüştürülmüşlerdir. Böylece öğretmenler gerçek amaçlarından uzaklaştırılarak siyasilerin kendi amaçlarına ulaşmada bir araç olarak kullanılmaya çalışılmıştır.
Daha sonra Eğitim Fakülteleri'nde yeni anlayışlarla teknolojik gelişmelere uygun, kuramsal olarak donanımlı öğretmenler yetiştirilmiş, ancak nüfusunun büyük bir bölümü köylerde yaşayan halkımızın çocuklarına eğitim verecek olan sınıf öğretmenleri, uygulamada halktan kopuk, köy hayatına yabancı eğitimciler olarak yerlerini almışlardır.
Ben; siyasi iktidarların zaten "Milletin Efendisi" köylüyü eğitmek ve kalkındırmak gibi bir niyeti ve gayreti olduğunu da sanmıyorum. Anayasamızla zorunlu olmasa, ekonomik hayat ve bürokrasi için nitelikli insanlara gereksinme olmasa, kendi çıkar ve amaçlarına hizmet edip yönlendirebilecekleri bir toplum oluşturmada öğretmenlere gereksinim olmasa, sanırım okul açıp, para harcayıp öğretmen yetiştirme zahmetine de katlanmazlardı.
Bütün bu baskılara, yönlendirmelere, çabalara rağmen öğretmenlerimizin büyük bir bölümü özveri ile Atatürk İlke ve İnkılaplarına her dönemde sahip çıkmışlardır. Vatanını ulusunu seven, üreten paylaşan, sevgi ışığında bilimin ve aydınlanmanın öncüleri olmuşlardır.
Günümüzün öğretmenlerimize ve ülkemize hayırlar getirmesini diliyor, tüm öğretmenlerimizi sevgi ve saygı ile selamlıyorum.
(Emekli Öğretmen)